- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HALEP’TEN VAZ MI GEÇTİK?
HABER:
Bu sabah yine haberler Halep'teki katliamdan bahsediyor. Doktorlar insanların korkunç yaralanmalara maruz kaldığını anlatıyor. Ve tabi aynı zamanda Rus savaş uçakları bombardımanına devam etmekte. Bunun neticesi binlerce insan ölüyor, bölge kuşatılıyor ve bu da insanların açlık çekmesine yol açıyor. Televizyon ekranlarında gördüğümüz yıkılmış binaların görüntüleri bizim onların hala hayatla ölüm arasında bir çizgide yaşadıklarını hayal etmemizi zorluyordu. İslam dünyasından çocukların, kadınların ve erkeklerin öldürülmesinin durdurulmasına ilişkin herhangi bir yardım gelmeksizin günler geçiyor. Yoksa ümmet Halep’ten vaz mı geçti?
YORUM:
Rasul ﷺ şöyle buyurdu: «الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ، لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ، وَمَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرُبَاتِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ»."Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu zalime teslim etmez. Kim kardeşinin yardımında bulunursa Allah q da ona yardım eder. Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse Allah q da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıbını örterse Allah q da kıyamet gününde onun ayıplarını örter."
Halep’teki insanlar bizim kardeşimiz olduğu gibi Burma ve Keşmir'dekilerde bizim kardeşimizdir. Sadece biz kardeşlik vecibelerimizi yerine getirmede başarısız olduk. En azından Esad ordusunun katliamlarını durdurmak ve kardeşlerimizin acılarına ortak olmak için ordularımızı gönderebilirdik fakat Suriye'deki korkunç katliamlara rağmen İslam dünyasının birçok yerinde hayat doğal seyrinde devam ediyor. Cuma hutbelerinde veya gazete haberlerinde bazen Suriye hatırlanmakta, ancak genel olarak yaşamın diğer yönleri olan festivaller, yarışmalar, milli bayramlar ve turizmden bahsedilmektedir. İnsanlara şöyle deniliyor dua edin, sanki Allah'tan zafer kazanmak sadece duayla olur gibi. Dua ile birlikte Suriye'deki kardeşlerimize yardım etmek için ordularımızın harekete geçirilmesine yönelik seslerimizi gür ve kararlılıkla çıkarmamız gerekir. Kardeşlerimizin öldürülmesi bizim için ölüm kalım meselesi değil midir ve onları kurtarmak için orduları göndermek yöneticilerin işi değil midir?
Müslümanların durumunun daha kötüye gitmemesi için çaresiz ve zayıf olduğumuz telkin edilerek bize sadece dua ve güzel temenni etmek düşer diyorlar! Suudi Arabistan, Türkiye ve diğer beldeler krizi çözmeyi Birleşmiş Milletler'den alenen talep ediyorlar. Onların bu işi göze alamadığına işarettir ve kan dökülmesinin durdurulması ancak yabancı güçler tarafından olur anlamına gelmekte. Aslında, yabancı güçlerin İslam beldelerine girdiğinde işlerin daha kötüye gittiğini ve onların ancak kendi maslahatlarına hizmet ettiği açıktır ve ayrıca yabancı güçlerin Esad’ı desteklediği de zaten açıktır. Suriye Müslüman ülkelerin kalbidir, oradaki yangını söndürmek yabancı güçlere değil, komşusu olan Türkiye, Suudi Arabistan ve Ürdün gibi ülkelere düşer.
Yöneticiler, Suriye'deki ümmeti kurtarmak için orduları göndermeye güç yetirebilirler. Lakin Suudi Arabistan yöneticileri Suriye'de Beşşar Esad güçlerini bombalamak yerine Yemen'i bombalamak için uçaklarını kaldırdı. Türkiye yöneticileri de Suriye'deki Müslümanları kurtarmak yerine Kürt gurupları durdurmak için uçak ve askerini Suriye’ye gönderdi. Neden! Tüm hükümetlerin derdi (ulusal çıkarları). Onun için hiç kimse Rasul ﷺin Müslüman kardeşine yardım etmeyi emreden hadisine önem göstermiyor. Bundan dolayı yöneticilerimiz Halep'ten (Suriye, Burma ve diğerlerinden) vazgeçmişlerdir!
Bunlar bizim hatalarımızı temize çıkarır mı? Hayır. Ciğerlerimizde hava ve ses olduğu müddetçe biz marufu emretmek ve münkeri nehyetmekle emrolunduk. Biz, Suriye'de ümmetimizi kurtarmak için sesimizin çıktığı kadar yöneticilerimizi baskı altına alıp ordularımızı serbest bırakmasını talep etmemiz gerekir. Bunları yapana kadar bize dinlenme yasaktır, aksi takdirde Allah q'ya ne diyebiliriz? Biz sadece seyirciydik diyemeyiz.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
TACİ MUSTAFA
MEDYA TEMSİLCİSİ-İNGİLTERE