- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Vergi Kapitalizmin Halkı Hortumlama Zulmüdür
Haber:
Ekim ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte 2017 yılı vergi artış oranları da belli oldu. Buna göre emlaktan taşıt ve çöpe; trafik cezasından iletişim vergisine kadar onlarca vergi iyi ihtimalle yüzde 3.83; kötü ihtimalle yaklaşık yüzde 6 artacak. Yeni artışlarla birlikte kırmızı ışıkta geçmenin cezası 172.5 liraya; sürücü koltuğunda sigara içmenin cezası 91 liraya; motorlu taşıtlar vergisi 1457 liradan 1514'e çıkacak. [03.11.2016 Haberler]
Yorum:
Tarih, despot yönetimlerde haksız, keyfi ve adaletsiz vergiler altında ezilen, zulme maruz kalan insanların çaresizliğine, haykırışlarına ve zaman zaman isyanlarına tanıklık etmiştir… Monarşilerde krallar, halkın rızası olmadan keyfi olarak zoraki vergiler koyuyorlardı. Halk, “temsilsiz vergileme olmaz” diye haykırdı… Magna Carta ile başlayan özgürlük ve anayasacılık hareketlerinde kralların sınırsız ve keyfi vergileme yetkisi krallardan alınıp parlamentolara devredilmeye başlandı...
Kapitalizm, kapitalistlerin kazancını maksimize etmek üzere her yol ve çareyi kullanmaya azimli bir ekonomik sistemdir. Bu sistemde, sermayedarların tartışmasız üstünlüğü söz konusudur. Sermaye sahipleri kazancını ya da sermaye getirisini artırmak üzere sürekli yol ve yöntem arayışı içerisinde olurlar. Dışarıda bu yol ve yöntemler diğer ülkeleri istila ve yağmalama yoluyla, bazen ekonomik ve askeri yardımlar yoluyla, bazen de askeri güç kullanarak cebir yoluyla ortaya çıkabilir.
Kapitalizmin iç sömürü araçlarından en barizi ise vergidir. Vergiler, kapitalizmin başlıca gelir kaynağıdır. Halktan alınan zoraki vergilerle devleti ayakta tutma politikası güdülür. Devlet ayakta tutmaya çalışılırken abuk subuk kalemlerden aşırı şekilde vergiler alınır. Bu nedenle halk ya da işletmeler, vergiden kaçınmak için ya yasal yolları zorlarlar ya da vergi kaçırmak için olmadık yollara başvururlar. Kısaca vergiler, devleti ayakta tutayım derken fakirlerden alıp zenginlere hibe etmektir.
Kapitalizmde devletin işi, ülkenin zenginlik, mal ve hizmetini halka dağıtmak değil, zenginlerin servetine servet katmak ve sermayeleri belli ellerde toplamaktır. Bu yüzden devlet, sürekli vergi tahsil etmek ve bu verginin miktarını her dönemde artırmak için çalışır. Vergi tahsil etmek için yeni isimler ve yeni bahaneler icat eder. Bunun sonucunda az ve dar gelirliler gittikçe ezilir. Zenginlere ve holdinglere de vergi indirimi, ucuz elektrik ve her hususta kolaylık ve ucuzluk sağlar. Türkiye ve diğer kapitalist ülkelerde temel hedef, zenginleri daha zengin, fakirleri de daha fakir yapmaktır.
İslam ideolojisinde ise Beytu’l Mal’ın birçok gelirleri vardır ve bunlar açık ve net olarak İslam’ın ekonomik sisteminde belirlenmiştir. Gelir gider kalemlerini ayrıntılı şekilde açıklayan şeri hükümlerde, vergi kapsamına giren ve süreklilik arz eden bir gelir çeşidine rastlanmamaktadır. Kapitalist ideolojideki gibi %40’lara varan bir vergi sistemi İslam da mevcut değildir. İslam’da sadece istisnai durumlarda ve zenginlerden olmak üzere geçici vergilendirmeler mevcuttur. Bu istisnai durumlar ortadan kalkınca doğal olarak vergilendirmeler de ortadan kalkar.
Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Ercan Tekinbaş