- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
NETANYAHU: YEMEN’DEKİ ÇATIŞMA MODERNLİK İLE ÇAĞDIŞILIK ARASINDADIR
HABER:
Yemen Press Websitesi 4 Kasım Cuma günü işgalci Yahudi varlığı sözde Başbakanının açıklamasını yayınladı. Açıklamasında, Yemen'deki çatışmanın modernlik ile Ortaçağa dönmek isteyenler arasında olduğunu söyledi.
YORUM:
Şu kesindir ki; onların Ortaçağa dönüşten kasıtları İslam'ın kalbine dönüştür. O zamanlar Müslümanların bir halifesi vardı ve onları Halife tek bir çatı altında yönetiyordu. Yahudi varlığı ve o varlığı destekleyen Batılı Devletler Halifeliğin geri dönmesinden korkuyorlar. Çünkü Halifeliğin geri dönüşü demek, Müslümanların tek bir devlette birleşmesi demektir. Ayrıca Yahudi varlığının yok olması ve Müslüman beldelerden sömürgeci kâfirlerin kovulması anlamına gelir.
Aslında Yemen'deki çatışma siyasetten anlayanlar için çok açıktır. Oradaki çatışma Batılı devletlerin Yemen'e yerel ve bölgesel partilerle nüfuz edebilmesi ve oradaki zenginlikleri sömürebilmek içindir. Ancak Netanyahu başka bir şey kastetmektedir. İslam âlemindeki insanlar izzetlerini, haysiyetlerini, zenginliklerini korumak ve kanlarının akıtılmasını durdurmak ve vahdaniyetini sağlayacak İslam Devletini kurmak için ayağa kalksalar veya nizamların zulmünden kurtulmak için Arap Baharı gibi ayaklansalar ve bu uğurda birçok kurban verseler dahi, bir projelerinin olmaması ve siyasi uyanıklığa sahip olmamalarından dolayı Batı ve müttefikleri devrimin seyrini değiştiriyor ve kendi çözümlerini kabule zorladılar. İşte Netanyahu’nun modernciler ve Ortaçağa dönmek isteyenlerden kastettiği budur.
Yukarıdaki açıklamaları sadece Yemen’le alakalı değil. Suriye, Tunus ve Irak’la bağlantılıdır. Kesin olan şudur; bu çatışmalı bölgelerdeki halklar güçlerini birleştirecek, ayrılıkları bozacak, Rablerini razı edecek ve akidelerinden çıkacak bir devlet isterlerken, diğer tarafta karşılarında Batının desteklediği ve dikta ettiği modernist şer yönetimler var. İşte Netanyahu’nun kastettiği iki ayrı çatışma budur, yani beldelerimizde Batının maslahatlarını koruyacak olan Modern Demokratik sivil bir devlet olsun ve halk da rejimin değiştiği vehmine kapılsın. Hâlbuki nizam vâkıası açısından değişmemiştir.
Genel olarak İslam dünyasındaki çatışma özel olarak da Yemen'deki çatışma Moderncilik ve Ortaçağa dönüş çatışmasıdır ve dolayısıyla Siyonist başbakanın kastı böylece açığa cıkmış oluyor.
Müslümanlar için kastettikleri Ortaçağ yılları, bizim için Rasul ﷺ'in kurduğu devlet ve Raşidi Halifelerin üç asır boyunca yönettiği o izzet, ihtişam ve refah çağları anlamına gelmektedir. İslam devletinin kalkınmışlığı ortadaydı. Özellikle sanayi, edebiyat ve fende. Dolayısıyla bu devletin dönüşü rüya ve hayalleri süsleyen bir istek değil, bilakis dönüşü ortaya çıkmaya başlayan bir gerçektir. Rasul ﷺ Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin dönüşünü Ahmed’in rivayet ettiği hadiste ümmetine müjdeledi: «... ثم تكون خلافة راشدة على منهاج النبوة». Sonra Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet olacaktır...
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Abdullah Bazib-Yemen