Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HTu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201332 H. 20 Raceb 1436
M. Cumartesi, 09 May 2015

"Kerimov İslam Düşmanıdır" Kampanya ve Oturma Eyleminin Sonuç Bildirgesi Hizb-ut Tahrir, 20 Receb 1436 / 09 Mayıs 2015 Cumartesi Günü Özbekistan Londra Büyükelçiliği Önünde Oturma Eylemi Düzenledi

Batı hükümetleri, zorba rejim Kerimov'un Özbekistan Müslümanlarına karşı işlediği acımasız vahşi eylemlerini çok yakinen biliyorlar. İnsan hakları örgütleri, daha önce Kerimov'un cezaevlerinde uyguladığı işkence politikalarını belgelediler. Hatta Kızılhaç bile Kerimov rejiminin çıkardığı engeller yüzünden cezaevlerindeki tutuklu ziyaretlerini durdurduğunu açıkladı. Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı Yves Daccord, 11 Nisan 2013 yılında Komitenin, rejimin zebanileri tarafından işlenen iğrenç uygulamalara yalancı tanık olmayı reddetmiş ve rejimin, ziyaretlere olanak vermediği söyleyerek Komitenin çalışmalarını engellediğini açıklamıştı. 2009 yılında ise Avrupa Birliği, Kerimov rejimi tarafından uygulanan yaptırımları kaldırmak için cezaevlerindeki tutukluların yaşadıkları koşulları yerinde incelemek amacıyla rejimin Kızılhaç ziyaretleri için her türlü kolaylığı sağladığını savunmuştu. Ve keşke Kızılhaç örgütü, Özbekistan'ın işkence yöntemlerine yönelik kötü sicil kaydını basına sızdırmasaydı demişti. Birleşmiş Milletler İşkenceyi Önleme Komitesi, 14 Kasım 2013 yılında yayınladığı bir raporda Kerimov rejiminin tutuklulara yönelik sistematik insanlık dışı yöntemlerini belgelemiş, hatta insanlık dışı yöntemlerin, bireysel münferit olaylar değil, rejimin izlediği bir politika olduğunu kamuoyu ile paylaşmıştı. Komite, cezaevlerinde uygulanan işkenceleri, itiraf etmek, bu itiraftan hareketle suçlu bulmak ve haksız cezalara çarptırmak amacıyla Stalin döneminde kullanılan yöntemlere benzetmişti. Ayrıca işkence nedeniyle bazı tutukluların öldüğünü ve rejimin, zayıf bahaneler üreterek tutukluların hapis cezalarını uzattığını belgelemişti. Haksız yere cezalar vermek için yargının da rejimin elinde bir maşa olduğunu deşifre etmişti. Kerimov rejimi tarafından tutuklulara işkence yapılmasını yasaklayan antlaşmaların imzalanmasının hiçbir anlamı olmadığını açıklamış, aksine bunun, kamuoyunu yanıltmak ve Kerimov rejiminin uluslararası sözleşmelere bağlı kaldığını göstermek için olduğunu ifade etmişti.

Tüm bunlara rağmen Avrupalı ve Amerikalı liderler "vurdumduymazlık" politikasını benimsediler. Sağlam ve kanıtlanmış tüm gerçeklere karşı kulaklarını tıkadılar. Buna hiç şaşırmıyoruz. Çünkü politikalarının temeli, Makyavelli ilkesidir. Bu ilkeye göre gaye, vasıtayı meşru kılar. Bu yöneticilere göre bu gaye de kendi özel çıkarları için iktidardaki elit yararına halkları köleleştirmektir. Üstelik sömürgecilik politikaları, göstermelik bağımsızlık verilen ülkelerin servetlerini yağmalamayı hedeflemektedir. Onun için onlara göre her şey meşrudur. Diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi Özbekistan'da da azgın ve zorba yöneticileri destekliyorlar. ABD istihbaratının gizli hapishane skandalları ve barbarca vahşi sorgulama teknikleri konusunda Batılı istihbarat örgütlerinin CIA ile yaptıkları işbirliğini sağır sultan duydu. Öyle ki CIA'nın kullandığı bu acımasız vahşi yöntemler, Ortaçağ'da meşhur Engizisyon mahkemeleri tarafından işlenen vahşeti bile çok geride bırakmıştır.

Eğer yöneticiler, siyasi muhaliflerine baskı yapmak istiyorlarsa, hemen "Terörle mücadele" söylemini dillendiriyorlar. Bu söylem üzerinden ülkede terör estiriliyor. Böylece zulme uğrayan kimsenin şikâyet, ya da yetkilileri muhasebe isteğinin önüne geçiliyor. Rusya ve Batılı ülkelerin yöneticilerinin dayattığı kölelik ve hegemonya rejiminden kurtulmak isteyenlere ya da buna davet edenlere yapılan zalimane baskılar meşru görülüyor. Terörizmle savaş bahanesi trajikomik yasalara kapı araladı. Bu yasaları güvence altına almak için dua, hadis vb hususlar içeren kitapları sözde aşırılık yanlısı yayınlar olarak yaftaladılar. Anti-terör yasalarının amacı, Rusya ve diğer Orta Asya ülkelerinde olduğu gibi Özbekistan'da da rejimin, herhangi bir muhalife veya değişim çağrısına ya da hukuk kisvesi altında terör estiren çetelerin yönetiminden ülkeyi kurtarmak isteyenlere karşı uyguladığı baskılara yasal kılıf oluşturmaktır. Bundan dolayı 13 Mayıs 2005 tarihinde 7000'den fazla Müslümanın katledildiği Andican katliamına karşı kimse Kerimov'u muhasebe edemedi. Daha önceleri ve şu an cezaevlerinde işlenen hunharca uygulamalara karşı da muhasebe edemiyorlar. İnsan hakları örgütlerini neden sınırdışı ettiğini, ülkedeki faaliyetlerine niye baskı uyguladığını kimse soramıyor. Hatta Kızılhaç'ın çalışmalarını bile yasakladı. Tüm bunlar, Rusya ve Batılı yöneticilerin bu suçlarda Kerimov'un suç ortağı olduğu anlamına gelir. Ayrıca bu tür uygulamalara karşı Batı kamuoyunun neden sessiz kaldığına ilişkin de bizlere ipuçları verir. Batı kamuoyu, Batılı istihbaratların esiri altındadır. Zira sadece terör tehdidi olduğunda yaygara koparıyorlar.

Zorba Kerimov'un katliamlarına meydan okuyan Hizb-ut Tahrir, onun bu suçlarını ifşa etmek için gece gündüz durmadan çalışmaktadır. Aziz ve Kaviyy olan Allah'tan başka kimseden korkmuyor. Hizb, açıkça hakkı söylemek ve zorba yöneticileri muhasebe etmek konusunda Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodunu izlemektedir. Nitekim hadisi şerifte şöyle geçmektedir:

سيد الشهداء حمزة بن عبد المطلب، ورجل قام إلى إمام جائر فأمره ونهاه فقتله "Şehitlerin efendisi Hamza ibn Abdulmuttalib ve zalim yöneticiye karşı çıkıp ona (marufu) emreden ve onu (münkerden) nehyeden ve (bunun için) katledilen kimsedir."

Hizbin gençleri, aileleri ve destekçileri, dağların bile ürperdiği, titrediği kurbanlar verdiler. Buna rağmen zalimler karşısında asla eğilmedik, bükülmedik, yumuşamadık.

Bugün buraya Hizb-ut Tahrir tarafından başlatılan "#Kerimov_İslam_Düşmanıdır" başlıklı küresel kampanyanın sonuç bildirgesini ilan etmek için gelmiş bulunuyoruz. Biz buradan:

- Diktatör Kerimov'un cezaevlerinde yatan sevgili davet taşıyıcılarına, onların ailelerine, sevdiklerine bir mesaj vermek istiyoruz:

Yüksek sesle haykırarak diyoruz ki biz sizinle birlikteyiz. Siz, bizim kalplerimizdesiniz. Sabah akşam dualarımızda sizin için hayır duaları ediyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi, İslam'ı ve tüm Müslümanları en güzel şekilde mükâfatlandırsın. Sizin metanet ve fedakârlıklarınız nurdan sayfalara yazıldı. İnşallah bu nurlu sayfalar, mal ve çocukların fayda etmediği günde Yaratıcınız huzurunda sizin için şefaatçi olurlar. Sizin için ümmete tanıklık ederler. Size diyoruz ki: Sabredin ki Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Yaser ailesini müjdelediği şu müjdeye nail olasınız:

صبرا آل ياسر فإن موعدكم الجنة "Sabredin ey Yaser ailesi! Size müjdeler olsun! Sizin mükâfatınız cennettir."

Sabredin ey hakkın davetçileri! Size müjdeler olsun! Sizin mükâfatınız cennettir Allah'ın izniyle. Ve bilin ki her şeyin bir zamanı vardır. Kuşkusuz Allah Subhânehu ve Teâlâ, size olan vaadini yerine getirecektir. Umarız, bu çok yakındır.

 

İslam ümmetine de deriz ki:

Allah Subhânehu ve Teâlâ Müslümana Müslüman kardeşine yardımı farz kılmıştır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ "Ve eğer onlar din konusunda sizden yardım isterlerse, o zaman yardım üzerinizedir." [Enfal 72] Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyuruyor:

المسلم أخو المسلم، لا يظلمه، ولا يسلمه، ومَن كان في حاجة أخيه، كان الله في حاجته، ومَن فرَّج عن مسلم كربةً، فرج الله عنه كربةً مِن كربات يوم القيامة "Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu teslim etmez. Kim kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim de bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da Kıyamet günü onun sıkıntılarından birini giderir." Başka bir hadiste ise şöyle geçmektedir:

فكوا العاني "Muhtacı özgürlüğüne kavuşturun." Yani esiri. Şeriat, diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi Özbekistan'da da mazlum kardeşlerinize yardımı size farz kılıyor.

Bilhassa ordu komutanlarına da deriz ki:

Siz güç ve kuvvet sahibisiniz. Bilin ki Allah Subhânehu ve Teâlâ, dinine yardım edecek ve vaadini yerine getirecektir. Siz, din günü O'nun huzuruna çıkacaksınız. Yaptığınız iyilik ya da kötülük karşılığında hesaba çekileceksiniz. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Genişliği gökyüzü ve yeryüzü kadar olan cennete koşun. Siz, toprak zeminin zalimlerin ayaklarının altından kayıp gittiğini görüyorsunuz. Onun için haydi ümmetin safına geçin ve Allah'ın dinine yardım edin ki kurtuluşa eresiniz ve Rabbinizin rızasına nail olasınız. Her iki yurtta da meleklerin duasını kazanasınız. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki Allah'ı asla aciz bırakamazsınız.

 

Batılı insaf sahibi akıllı insanlara da mesajımız odur ki:

Özbekistan diktatörünü destekleyen liderlerinizin işlediği suçlara sessiz kalarak onlara ortak olmayın. Onlar, kasten rejimin haydutları tarafından işlenen belgelenmiş suçları görmezden geliyorlar. Oysa bu suçlara ilk vakıf olan onlardır.

Allahım, Özbekistan zaliminin cezaevlerinde yatan mazlum kardeşlerimize rahmet ve sükûnet indir. Ve onları meleklerle ve sadece Senin bildiğin ordularla destekle. Sevdiğin ve razı olduğun şeylere nail olmamızı nasip eyle. Sen, bizim Mevla'mızsın. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcısın.

 

 

Osman Bahhâş

حزب التحرير

Hizb-ut Tahrir

Merkezî Medya Bürosu Müdürü

 

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER