- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Demokrasi Havariliğiniz Ümmeti Tüketti!
Haber:
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan merkezli Al Hades kanalına verdiği mülakatta, Türkiye’nin Suriye’de sivil ve demokratik bir devlet inşa edilmesini arzuladığını ifade etti. Fidan, “Kesinlikle bizim arzuladığımız o, hem sivil hem demokratik bir devlet istiyoruz. Tabii orada şu anda, Suriye, kendi içinde de Beşar Esad’dan kurtuldu, ama yeni dönemde de birtakım problem, sorun alanları olabilir. O konuyu çözmede bölge ülkeleri olarak bizim Şam’daki yeni yönetime yardımcı olmamız gerekiyor’’ dedi. (16.12.2024 Ajanslar)
Yorum:
Kapitalist sömürü ideolojisinin bayraktarlığını yapan ABD’nin, coğrafyamızda kaldırdığımız her taşın altından çıktığını bilmeyen yok. Öyle ki yaşanan her bir fitnede, kaosta, yıkımda ve de katliam da mutlaka doğrudan ya da en iyi ihtimalle dolaylı yoldan müdahilliği söz konusu olmakta. Özellikle sahip olduğu siyasi nüfuz ve ekonomi bölge ülkelerindeki ajanları vasıtasıyla her bir problemin kaynağı, çözüm adı altında ortaya konulan her bir planın da aktörü maalesef.
14 yıl önce Suriye’de nizamın yani rejimin tüm unsurları ile devrilip yerine İslam’ın hakimiyetini esas alan çözümleri dillendiren milyonlarca Müslüman meydanlara çıktı. Bu talepleri dillendiren Müslümanları dikta ajan yöneticilerle birlikte ithal katillerle cezalandıran Amerika bu süre zarfında tarihte eşi benzeri görülmemiş katliamlara, zulümlere yol verdi. Suriyeli Müslüman halkın haklı ve meşru taleplerini bastırma adına sahaya sürülen, paramiter örgütlerden, vahşi devletlere, yine kuzu postuna girmiş çakal yöneticilere kadar herkes tek bir koro halinde kapitalist sömürü ideolojiye hizmet etti.
Daha düne kadar Esad’a tekrar dostluk elini uzatan Türkiye Sednaya cezaevinde ortaya çıkan utanç görüntüleri ile uzatılan dostluk elinden mahcubiyet duyar mı? Evet devrimin ilk yıllarında Esad’ı devirme arifesinde ABD hesabına devreye giren Türkiye, Katar, Suudi Arabistan devrimi yörüngesinden saptırdığı gibi enerjisini de dağıtmış oldu.
Sosyolojiyi, insan psikolojisini çok iyi etüt eden kafirler, on yıldan fazladır katledilen, zulmedilen, işkence edilen, hapsedilen, sürgün edilen Müslümanların katili olan Esad’a ülkeyi terk ettirdiler. Bu Müslümanlar için sevinç olsa da devrimin ilk günkü ruhu ve hedefinin esas edilmesi elbette daha önemlidir. Yıllardır gerek Türkiye’de gerekse de İslam coğrafyasının farklı beldelerinde demokrasiyi pazarlayan başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yardımcıları bugün uğrunda yüzbinlerce şehit verilmiş Suriye’de demokrasiyi arzuladığını açıkça beyan eden Sayın Hakan Fidan’a sormak lazım bunca bedeller kokuşmuş demokrasi için miydi? Yetmedi mi demokrasi havariliği adına ümmetin evlatlarının kurban edildiği?
Evet sizler 15 Temmuz darbe girişiminde canlarını tekbirlerle, salavatlarla siper eden Müslümanların o günkü bu direnişini de kokuşmuş demokrasinin korunmasına bağlamıştınız hem de hiç Allah’tan korkmadan. ABD başta olmak üzere batılı kafirler bir asırdır bu coğrafyada milyonlarca Müslümanı demokrasi adına katletmediler mi?! 14 yıldır adeta soykırım yapılırken Suriye’de, dünyanın demokrat ülkeleri demokrasi adına bu katliamlara seyirci kalmadılar mı? Bu katil dikta Esad’a sahip çıkmadılar mı ve hala çıkmıyorlar mı? Yanı başımızda 14 aydır kafir yahudi varlığı Gazze’de kuduz köpek gibi ümmetin evlatlarını parçalarken bu vahşiye sahip çıkan sizin dost ve müttefik gördüğünüz demokrat ABD ve Avrupa ülkeleri değil mi?
Bugün Suriye halkına telkin edilecek en kötü söz demokrasidir. En necis düşünce demokratik yönetimdir. En aşağılık en rezil istek Müslümanların inancından değerlerinden uzak olan Kapitalizmin varlığını yönetimde gösteren demokrasidir. Ve bu düşünce en az Sednaya cezaevi kadar kirli ve gayri meşrudur. Akledenler için Allah’ın nizamı yeterlidir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmet Sapa